
Psikolojik Dayanıklılık: Tanımı ve Doğası
Psikolojik dayanıklılık, Amerikan Psikoloji Birliği’nin açıklaması ile, zorlu yaşam deneyimlerine özellikle zihinsel, duygusal ve davranışsal esneklik ve dış ve iç taleplere uyumlanma yoluyla başarılı bir şekilde adapte olma süreci ve sonucudur. İngilizce karşılığı ‘’resilience’’ olan bu kavram, Latince geriye sıçramak anlamına gelen ‘’resilire’’ kelimesinden türemiştir. ‘’Resilience’’ ilk olarak ekolojide kullanılan ve ekosistemin hasarı önleme ve onarma yeteneğini ifade eden bir terim olsa da birçok alanda yerini bulmuştur. Zaman içerisinde psikolojide alanında da ‘’psychological resilience’’ yani ‘’psikolojik dayanıklılık’’ olarak literatüre geçmiştir.
Psikolojik dayanıklılık, psikoloji, psikiyatri, sosyoloji gibi çeşitli bilim dallarının yanı sıra genetik, epigenetik, endokrinoloji ve sinir bilimi gibi farklı biyolojik disiplinlerin de üzerinde çalıştığı bir konudur. Tanımı ile ilgili fikir birliği sağlanamayıp farklı açıklamalar geliştirilmiş olsa da temel soru, bazı insanların fiziksel veya zihinsel durumlarında olumsuz sonuçlar ortaya çıkmadan zorluklara nasıl dayandıklarıdır. İlk çalışmalar psikolojik dayanıklılığı bir kişilik özelliği olarak değerlendirse de zaman içinde farklı koruyucu faktörlerin de bulunduğu gözlenmiştir. Psikologlar bu koruyucu faktörlerin, kişilik özellikleri dışında kültüre, topluma ve sosyal ilişkilere dayandığını ileri sürmüş ve bu faktörlerin farklı seviyelerinin arasındaki etkileşimin sonuçlarına odaklanmışlardır.
Güncel kanı, psikolojik dayanıklılığın bireylerin zorluklara veya potansiyel travmatik olaylara maruz kaldıklarında, zamanla olumlu bir psikolojik uyum yaşadıkları gelişimsel ve psikososyal bir süreç olduğudur. Psikolojik dayanıklılık ile ilgili bilinmesi gereken üç ilke vardır:
- Zamanla ve koşullarla birlikte gelişen bir süreçtir.
- Bireysel düzeyden yapısal düzeye (nörobiyoloji, kişiler arası ilişkiler, kültürel ve toplumsal özellikler, ekonomi vb.) kadar uzanan birçok mekanizmanın etkileşimini içerir.
- İnsanların çeşitli zorlu koşullardan sadece sağ çıkmakla kalmayıp, aynı zamanda bu zorluklar karşısında gelişip güçlenmelerini de ifade eder.
Psikolojik dayanıklılığı etkileyen çeşitli faktörler kişisel, biyolojik ve çevresel olarak sınıflandırılabilir. Kişisel faktörler, yaş, cinsiyet, etnik köken gibi demografik özellikler ve dışa dönüklük, açıklık, uyumluluk, öz yeterlik, özsaygı, bilişsel esneklik, sosyallik, duygusal düzenleme ve kaynak bulma yeteneği gibi kişilik özellikleridir. Psikolojik dayanıklılığı etkileyen biyolojik faktörler, zorlu erken yaşam koşullarının gelişmekte olan beyin yapısını, işlevini ve nörobiyolojik sistemleri olumsuz etkilemesine ilişkindir. Çevresel faktörleri de aile ilişkileri, sosyal destek, akran ilişkileri vb. mikro çevre ve kültürel faktörler, kaynaklara erişim ve toplumsal hizmetler gibi makro çevre özellikleri olarak değerlendirebiliriz.
Psikolojik dayanıklılık süreçlerinin temelini oluşturan koruyucu mekanizmalar uyum sağlama sürecini teşvik edebilir ya da olumsuz süreçleri kolaylaştırabilir. Riskin etkisini azaltmak, olumsuz zincir reaksiyonları azaltmak, öz yeterliliği oluşturmak ve sürdürmek ya da yeni fırsatlar yaratmak gibi mekanizmalarla işlev gösterebilirler. Bireysel düzeyde, koruyucu aile ortamı, ebeveyn desteği, sosyal destek, uygun baş etme becerileri (olumlu yeniden değerlendirme, duygu düzenleme ve sosyal desteği kullanabilme) ve kişilik özellikleri (Ego sağlamlığı olarak da bilinen öz yeterlik, iyimserlik, umut ve dayanıklılık gibi mizaç özelliklerinin bileşimi) psikolojik dayanıklılığın sürdürücü mekanizmalarındandır. Sosyal düzeyde ise eğitim, sosyoekonomik statü, kültürel değerler psikolojik dayanıklılığı etkiler ve kişiler arası, kişisel ve toplumsal alanlarda hem somut hem de soyut kaynaklar sağlar.
Psikolojik dayanıklılığın, zorluklar karşısında bir anlam ifade ettiği düşünülürse dayanıklı olmak için her şeyin en iyisine sahip olmamız gerektiği ana fikre tamamen ters düşecektir. Bu faktörlerin farklı seviyelerle bir arada bulunması psikolojik dayanıklılığı şekillendirir. Bunu iyi anlayabilirsek, iyi bir eğitimin psikolojik dayanıklılığı güçlendirmesi beklenebileceği gibi düşük sosyoekonomik statünün bireylerin devam eden zorluklar karşısında uyum sağlama, yaratıcılık, toplumsallık ve azim gibi özelliklerini geliştirerek dayanıklılıklarını artırması da beklenebilir bir sonuç olacaktır. Bu örnek, bizler için psikolojik dayanıklılık kavramının karmaşıklığını ve insan doğasının biricikliğini vurgulamaktadır.
Kaynakça:
Amerikan Psychological Association. (2018). Resilience. APA Dictionary of Psychology. APA
Graber, R., Pichon, F., & Carabine, E. (2015). Psychological resilience: state of knowledge and future research agendas--Working and discussion papers.
Herrman H, Stewart DE, Diaz-Granados N, Berger EL, Jackson B, Yuen T. What is Resilience? The Canadian Journal of Psychiatry. 2011;56(5):258-265.
Vella, Shae-Leigh Cynthia; Pai, Nagesh B.1. A Theoretical Review of Psychological Resilience: Defining Resilience and Resilience Research over the Decades. Archives of Medicine and Health Sciences 7(2):p 233-239, Jul–Dec 2019.